Korpus Kallozum ve Klinik Önemi

Korpus kallozum beynin sağ ve sol yarı küresinin arasındaki yarığın (longitudinal fissürün) derininde yer alan, iki yarı kürenin birbiriyle iletişimini sağlayan sinir liflerinden meydana gelen bir yapıdır. Korpus kallozumdaki nöronların akson ve dendritleri karşı yarı küredeki simetrik noktalarla bağlantı yapar. Bu nedenle beynin bir yarı küresindeki noktaya verilen elektriksel uyarı genelde karşı taraftaki simetrik noktada cevaba neden olur. Korpus kallozumdaki sinir lifleri miyelin kılıfla sarılıp izole edilmiştir, böylece sinyaller hızla iletilebilir. İnsan beynindeki en büyük beyaz cevher yapısıdır. Yaklaşık 10 santimetre uzunluğundadır ve 200-300 milyon akson lifi içerir.

Anatomi

Korpus kallozum, beynin farklı bölgelerini bağlayan sinir demetlerinin yerleşimine göre genu, rostrum, gövde ve splenium olarak alt bölümlere ayrılır. Gövde ve splenium arasındaki ince kısım istmus olarak adlandırılır. Genu, frontal loblara yakın ön taraftaki kıvrımlı kısımdır. Genu aşağıya arkaya doğru kıvırılarak incelir; bu ince bölüme rostrum denir. Korpus kallozumun arkada beyinciğe yakın kesimi spleniumdur, en kalın yeridir. Gövde bölümü ise splenium ile genu arasındaki yerdir.

Korpus kallozum kısmen lateral ventriküllerin çatısını oluşturur. Kollozal sulkus denilen yarık ile singulat kıvrımdan ayrılır.

İlişkili Hastalıklar

Korpus kallozumu etkileyen hastalıklardan biri Marchiafava-Bignami hastalığıdır. Aşırı alkol tüketimi ile ilişkili bu hastalıkta korpus kallozum nöronları miyelin kılıflarını kaybeder. B1 vitamini (tiamin) eksikliği hastalığın gelişmesinde etkili olabilir. Sinirlilik, depresyon, felç (hemiparezi), ataksi, apraksi, bilinç kaybı, koma gibi belirtiler görülebilir.

Korpus kallozumun embriyo döneminde gelişmesinin kısmi veya tam eksikliği korpus kallozum agenezisine neden olur. İnsan beynini etkileyen gelişimsel bozukluklar arasında sık görülen tiplerden biridir. Bebeklikten itibaren fark edilen ağır belirtiler yapabilir veya hafif etkileri olabilir. Bazı kişilerde ise tesadüfen saptanmasına yol açacak derecede belirtisiz (asemptomatik) olabilir. Bebeklerde nöbet, beslenme sorunları, baş tutma, oturma, ayakta durma, yürümede gecikme, zihinsel gelişmede gecikme, el-göz koordinasyonunda bozukluk, görsel ve işitsel hafızada bozukluk gibi belirtileri olabilir. Korpus kallozum agenezisi olan pek çok çocuk yaşamlarına normal şekilde devam eder ve zeka düzeyleri ortalama seviyededir. Ancak ayrıntılı zihinsel testlerde yüksek bilişsel fonksiyonlarda aynı yaş grubu ve eğitime sahip akranlarla bazı ufak farklar belirlenebilir. “Agenezi” korpus kallozumun yokluğunu tarif ederken kısmi oluşması “hipogenezi”, yanlış gelişimi “disgenezi”, yetersiz gelişmesi (çok ince olması gibi) “hipoplazi” terimleriyle anlatılır. Korpus kallozumun ince olması dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna neden olabilir.

Korpus kallozum her bir yarı küreye spesifik fonksiyonların açıklanmasında önemli bir role sahiptir. Epilepsi tedavisi amacıyla korpus kallozumları kesilmiş kişilerde beyin yarı kürelerinin birbirinden büyük orandan bağımsız çalıştığı görülmüştür. Bu gözlemler sonucu sağ beynin lisanla ilgili sanılandan daha çok yeterliliği olduğu tespit edilmiştir.

Korpus kallozum sorunları yabancı el sendromu, akinetik mutizm, anomik afazi, bölünmüş beyin sendromu gibi hastalıkların oluşmasında da rol oynar.

Referans

Uzman Doktor Deniz Doğan
Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.