Guillain-Barré Sendromu için Fizik Tedavi

Guillain-Barré sendromu vücudun bağışıklık sisteminin sinir sistemine saldırması sonucu oluşan ve buna bağlı olarak felç gelişen bir hastalıktır. Sinir lifi iltihaplanması olarak da ifade edilebilir. Hastalıkta bağışıklık sistemi, beyin ve omurilik dışında yer alan periferik sinirler denilen sinir liflerinde yalıtımı sağlayan dış kılıfa saldırır. Buna bağlı olarak kol, bacak, gövde ile yutma-mimik fonksiyonlarını sağlayan kafadaki sinir liflerinde sinyal iletimi bozulabilir. Sinyal iletimi yavaşlayabilir, kısmen ya da tamamen bloke olabilir. Genelde 2-4 hafta içinde ortaya çıkar ve çoğu kişi aylar içinde tamamen iyileşir. Ancak bazen kuvvetsizlik, his kaybı, uyuşma gibi şikayetler uzun süre devam eder. Nadir bir hastalıktır; her yıl 100.000 kişinin 2 ila 4’ünde görülür. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde oluşabilir; ortalama olarak 40’lı yaşlarda ortaya çıkar.

Guillain-Barré Sendromu Neden Olur?

Guillain-Barré sendromu bacaklarda ve kollarda başlayarak vücudun geri kalanına yayılır. Öncelikle ayakların ve bacakların tutulması, şikayetlerin yukarı doğru yayılması bu hastalık için tipiktir. Hastalık ağır seyrettiğinde solunum kaslarını da tutabilir ve solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakım ihtiyacı oluşabilir. Bu hastalığın neden meydana geldiği kesin olarak bilinmemektedir. Genelde bir solunum yolu veya bağırsak enfeksiyonunu takiben oluşur. Yani enfeksiyonlar tetikleyici faktördür. Çoğu hastada şikayetlerin başlamasından önceki bir ay içinde enfeksiyon geçirme öyküsü alınır. Grip, Epstein-Barr virüsü, kümes hayvanlarından bulaşan enfeksiyonlar, zatürre, HIV gibi enfeksiyonlar, aşılama, cerrahi girişimler bu hastalığı tetikleyebilir. Vakaların önemli bir kısmında ise herhangi bir neden belirlenemez. Guillain-Barré sendromunun kendisi bulaşıcı değildir ve ailesel geçiş göstermez.

Belirtileri Nelerdir?

Guillain-Barré sendromu kuvvetsizlik, duyu-his sorunları, denge sorunları, kas-eklem ağrısı, mesane-bağırsak sorunları, terleme problemleri, kalp hızı problemleri gibi çeşitli belirti ve bulgulara yol açar. Bu hastalık beyni tutmadığından kişinin bilişsel fonksiyonları etkilenmez. Vakaların yarısında ilk belirtiler ayak ve parmaklarda karıncalanma gibi anormal duyular oluşmasıdır. Yüzde 25 hastada ilk belirti merdiven çıkmakta, sandalyeden kalmakta zorlanmak gibi kas güçsüzlüğü ile ilişkili şeylerdir. Kalan yüzde 25 hastada ise his ve kuvvetle ilişkili belirtiler bir arada başlar. Kaba etlerde, uyluklarda, omuzlarda ağrı ve kramp da sık görülen şikayetlerdendir. Hastalık hafif şikayetlerle başlayıp birkaç gün veya haftada belirtiler zirve yapar. En kötü noktada tüm periferik sinirler tutulabilir, konuşma ve yutma dahil hiçbir kasının hareket ettiremeyebilir, kişi solunum cihazına bağlanmak durumunda kalınabilir. Hastaların %70’inde solunum kaslarının etkilenmesine bağlı nefes darlığı gelişirken üçte bir hastanın geçici olarak solunum cihazına bağlanması gerekir. Ölüm oranı yüzde 3 olarak bildirilmiştir. Bu dönemde plazma değişimi veya yüksek doz intravenöz immün globulin (IVIG) tedavisi iyileşmeye yardım eder.

Guillain-Barré sendromunda belirtiler en ağır noktaya ulaştıktan sonra genellikle kendiliğinden iyileşme dönemi başlar. Çoğu hasta tam veya tama yakın düzelir. Pek çok hasta 3 ayın sonunda yardımsız yürüyebilir hale gelir. Ancak bazen iyileşme yavaş olabilir, 2 yıla kadar uzayabilir. Tüm hastaların %5-20’sinde önceki hayat tarzlarına dönüşü engelleyecek ölçüde kısıtlılıklar devam edebilir.

Fizik Tedavi Neden Önemlidir?

Hastada komplikasyon gelişmesini önlemek, fonksiyonel bağımsızlığını korumak ve geri kazandırmak, yaşam kalitesini arttırmak anlamında mutlaka fizik tedavi yapılmalıdır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman doktorunun hastayı değerlendirmesi ile rehabilitasyon ekibi tarafından gereken fizik tedavi uygulanır. Guillain-Barré hastalığının iyileşme süresi kişiden kişiye çok değişebilir. Genelde fizik tedavi ile birkaç hafta veya ay içinde olumlu sonuçlar elde edilir.

Hastalığın Erken Döneminde Fizik Tedavi Nasıl Yapılır?

Guillain-Barré hastasında ağrıyı gidermeye yönelik TENS gibi elektroterapi uygulamaları, hareket edemeyen hastalarda eklemleri korumak için uygun pozisyonlama yapılması, gerekirse el ve ayağa takılabilen ortez denilen cihazlardan yaptırılıp kullanılması, pasif veya yardımlı eklem hareket açıklığı egzersizleri, nefes egzersizleri ile solunum kaslarının dayanıklılığının arttırılması ilk dönemlerde uygulanan fizik tedavi yöntemlerinden bazılarıdır. Ayrıca hastanın yatakta nasıl yatması gerektiği, nasıl oturtulacağı, yataktan sandalyeye ve sandalyeden yatağa nasıl alınacağı hasta ve hasta yakınlarına öğretilir.

Hastanın Yürümesi Fizik Tedavi ile Nasıl Sağlanır?

Yürüme yeteneğinin geliştirilmesi için esneme, güçlendirme egzersizleri, denge ve yürümeye özel egzersizler yapılır. Denge için özel denge cihazlarından, yürüme için robotik cihazlardan veya vücut ağırlığı destekli yürüme bandından yararlanılabilir. Yürüme aktivitesi kişinin aerobik kapasitesini de arttırır. Guillain-Barré sendromu hastalarında enerjiyi birden bire tüketmemek önemlidir. Bunun için fizik tedavide enerji koruyucu yöntemler ve vücudu fazla yormaktan kaçınmak için ipuçları (yapılması gereken işlerin aşamalara ayrılması, belli bir ritimde gerçekleştirilmesi) öğretilir. Hastaların güvenli yürüyebilmesi için yürüme ortezleri, baston gibi yardımcı araçlar kullanması tavsiye edilebilir.

Günlük Yaşam Aktivitelerinde Bağımsızlığı Sağlamak

Ev ortamındaki günlük işlere ve mesleki yaşama dönüşe yönelik iş uğraşı terapisi ve ergoterapi uygulamaları fizik tedavinin bir parçası olarak Guillain-Barré sendromlu hastalarda uygulanabilmektedir.

Fizik Tedavide Hasta Aşırı Yorulmamalıdır

Guillan-Barré sendromunda bazen relaps denilen durum, yani hastalık iyileştikten sonra tekrar kötüleşme görülebilmektedir. Relaps sıklığı yaklaşık yüzde 5’tir. Vücudun fazla yorulması relapsları tetikleyen bir faktördür. Bu nedenle fizik tedavide ve sonrasında kişinin aşırı yorgunluk yaşamaması önem kazanmaktadır.

Uzman Doktor Deniz Doğan
Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.