Çocuklarda Travmatik Beyin Hasarı ve Tedavisi

Çocuklarda beyin hasarı belirtileri yetişkinlerdekine benzer olsa da fonksiyonel sonuçları farklı olabilir. Çocuklar ufak yetişkinler değildir, beyinleri gelişmeye devam etmektedir. Çocuklarda beyin yaralanmasının yol açtığı bilişsel bozukluklar ilk dönemlerde aşikar olmayabilir, beyin hasarının sonuçları çocuk büyüdüğünde belirgin hale gelebilir. Beyin hasarı yaşam boyu devam edebilecek zorluklara yol açabilir.

Çocuklarda Beyin Hasarı Sıklığı

Beyin hasarı veya beyin yaralanması çocuk ve gençlerdeki ölüm ve sakatlık nedenleri arasında ilk sıralardadır. En sık olarak 0-4 ile 15-19 yaş arasındaki çocuklar risk altındadır. Motorlu araç kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları, fiziksel istismar çocuklarda beyin hasarının başlıca nedenidir. Her sene yüz binlerce çocuk kafa yaralanması ve olası beyin hasarı nedeniyle acil servise getirilmektedir. Bunlar arasında 0-4 yaş grubu için düşme en sık nedendir. Başvuruların büyük bir kısmı ayaktan takip edilen ve müdahale gerektirmeyen hafif yaralanmalardır. Ancak ağır beyin hasarları hastaneye yatırılarak tetkik ve tedavi edilir.

Beyin Hasarı Belirtileri

Beyin hasarı hafiften ağıra değişen şiddette olabilir ve belirtileri de bu oranda çeşitlilik gösterir. Beyin yaralanmasının etkileri çocuktan çocuğa çok farklı olabilir. Beyindeki hasarın yeri ve büyüklüğü klinik durumu belirler. Bilişsel fonksiyonlar, fiziksel beceriler, iletişim, davranışsal sorunlar gibi çok farklı alanlarda etkilenme olabilir. Erken müdahale ve rehabilitasyon ile belirtilerin şiddeti zamanla azalabilir.

Beyin hasarının fiziksel etkileri: Konuşma, görme, işitme bozukluğu, baş ağrısı, hareket koordinasyon bozukluğu, kaslarda istemeden oluşan kasılmalar (spastisite), kas kuvvetsizliği ya da felç, epilepsi nöbetleri, denge sorunları, yorgunluk.

Beyin hasarının bilişsel etkileri: Kısa dönemli hafıza problemleri, konsantrasyon bozukluğu, düşünmede yavaşlama, dikkat süresinin kısalması, algı sorunları, iletişim becerilerinde bozulma, plan yapma becerisinde bozulma, okuma-yazma sorunları, yargılamada sorunlar.

Beyin hasarının duygusal etkileri: Duygusal dalgalanmalar, inkar, benmerkezcilik, anksiyete, depresyon, kendine güvenin azalması, cinsel işlev bozukluğu, huzursuzluk, motivasyon eksikliği, duyguları kontrol etmede zorlanma.

Çocuklardaki Beyin Hasarının Farkı

Beyin hasarı sonucu oluşan belirtiler yetişkin beyin hasarları ile benzerdir fakat çocuklar üzerindeki fonksiyonel sonuçları yetişkinlerden farklı olur. Çocukların beyni gelişmeye devam etmektedir. Çocuklarda beyin plastisitesi daha fazla olduğundan beyin hasarlarının yetişkinlere kıyasla daha iyi iyileştiği düşünülürdü. Ancak son araştırmalar durumun böyle olmadığını göstermiştir. Çocuktaki beyin hasarı, aynı şiddette yetişkinde oluşan beyin hasarına göre daha yıkıcı sonuçlara yol açar.

Beyin hasarının bilişsel etkileri çocuklarda ilk dönemler belirgin olmayabilir. Çocuk büyüdükçe, bilişsel ve sosyal açıdan daha olgun davranması beklendikçe bu sorunlar fark edilir hale gelir. Bazen fiziksel kısıtlılıklar da hayat boyu devam edebilir. Fakat çocuklar, aileleri ve yakınları için düşünme, öğrenme ve sosyal olarak uygun davranışları geliştirme becerisindeki etkilenmeler de büyük zorluk oluşturabilir. Beyin hasarı bilginin işlenmesi, muhakeme ve yargı süreçlerini bozabilir. Yetişkin bir insanda bu etkiler yaralanmadan hemen sonra belirti verse de çocuklarda bunun anlaşılması yıllar sonra olabilir.

Beyin Travması Sonrası Komadan Çıkış

Ağır beyin hasarlarında ilk günler çocuk komada olabilir. Komadan çıkış iyileşme yolundaki ilk adımdır. Bu dönem çocuk için korkulu bir süreç olabilir. Genellikle travmatik olay hatırlanmaz, çocuk komadan ilk çıktığı dönemde nerede olduğunu anlamayabilir ve korkabilir. Aile için de çok endişe verici bir bekleyiştir. Komadan çıkmak bir miktar rahatlama sağlasa da bundan sonraki süreç için endişeler devam eder. İlk günler çocuk her zaman etrafının farkında olmayabilir ve iletişime girmeyebilir. Ailesinin yanında olması, dokunması, seslenmesi, desteği bu dönemde faydalıdır. Çeşitli duyusal uyaranlar komadan çıkışı kolaylaştırabilir. Çocuk tepki vermese de bu desteğin sağlanması ailenin çocukla bağının güçlenmesini sağlar. Hastane odasına çocuğun alışık olduğu ve sevdiği eşyaların getirilmesi komadan çıkış dönemini kolaylaştırabilir.

Rehabilitasyon Dönemi

Rehabilitasyon, çocuğun eski yaşamına dönebilmesi ve gelişmesine devam edebilmesi için komadan çıktıktan sonra erken dönemde başlar. Beyin yaralanması geçirmiş çocuk yürümede, kişisel bakımında, iletişimde güçlükler yaşayabilir. Daha önce zahmetsizce yaptığı şeyleri yapamaması psikolojisini etkileyebilir. Rehabilitasyonda çocuğun önceden yapabildiği şeyleri tekrar yapabilmesi için hedefler ve ihtiyaçlar belirlenir. Bu doğrultuda yoğun bir çalışma başlar. Her gün küçük adımlarla büyük hedeflere doğru yaklaşılır. Beyin hasarının hafıza, öz-farkındalık, duygu durumu üzerindeki etkileri çocuğun çabuk sinirlenmesine, huzursuz olmasına, yorulmasına yol açabilir. Bu sorunlar sosyal etkileşimi güçleştirebilir.

Rehabilitasyon dönemi kademeli ve yavaş ilerler, genelde kesin bir bitiş noktası olmaz. Eski becerilerin geri kazandırılması yanında çocuğun kazadan önce henüz ulaşmadığı gelişim basamaklarına ulaşması hedefleri de konulur. Çocuk yavaş yavaş düzeldikçe ve fizik tedavi ile becerileri arttıkça ilk dönemlerde fark edilmeyen veya ikinci planda kalan sorunlar öne çıkar. Bazen iyileşmenin yavaşlığı nedeniyle çocuğun cesareti kırılabilir. Rehabilitasyon her zaman kesintisiz bir şekilde iyiye gidiş demek değildir. Psikolojik sorunlar, enfeksiyon gibi komplikasyonlar bazen geriye gidişe yol açabilir. Çocuğun yaralanma öncesi gelişimsel düzeyi rehabilitasyon sürecini etkiler. Örneğin çok küçük bebekler ne olduğunu farkında değilken ergenlik döneminde oluşan beyin hasarları yas, öfke, kendine güvende azalma, depresyon gibi etkiler yapabilir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyon döneminde her gün elde edilen küçük kazanımlara odaklanmak, başardığı şeyler için çocuğu tebrik etmek ve cesaretlendirmek gerekir. Günlük yaşamında becerileri ölçüsünde kendi işlerini yapması teşvik edilmelidir. Ancak henüz hazır olmadığı hedefleri koymaktan kaçınılmalıdır. Genel olarak pozitif geri bildirimler sağlanmalı, negatif ve eleşitirel geri bildirimler minimumda tutulmalıdır.

Travmaya Bağlı Oluşan Dış Görünüşteki Değişiklikler

Yaralanma nedeniyle çocuğun fiziksel görünümünde oluşan değişiklikler de endişe kaynağı olabilir. Çocuk bu nedenle arkadaşlarının ya da yakınlarının onu görmesini istemeyebilir, rahatsız olabilir. Bu dönemde çocuğun görünüşünden memnun olması için elden gelen şeyler yapılmalıdır. Dikiş, yara izi, alçı, breys, saçların kesilmiş olması gibi görünüşü etkileyen şeyler üzerine çocukla konuşmak ve endişesini anlamaya çalışmak iyi bir başlangıç olabilir. Bu fiziksel değişikliklerin ona nasıl hissettirdiği konuşulabilir, iyileşmenin zaman alacağı, saçlarının uzayacağı, bazı yaraların soluklaşıp kaybolacağı anlatılabilir. Bazı çocuklar ise bu fiziksel değişimler üzerine çok konuşmak istemeyebilir, bu konuların konuşulmasından rahatsız olabilir. Bu konuları sık gündeme getirmemek yaralanmaya bağlı fiziksel değişimlerin çocuğun iç dünyasındaki önemini azaltabilir. Yani çoğu durumda herkes için geçerli bir yaklaşım yoktur. Çocuğun hisleri, endişeleri anlamaya çalışılmalıdır. Reaksiyonuna göre yaklaşım tarzı değiştirilebilir.

Okula Dönüş

Beyin travması geçirmiş bir çocuğun eğitim ihtiyacı yaralanmadan önceki dönemden farklılık gösterebilir. Ani gelişen bu engellilik durumu pek çok duygusal ve sosyal zorluğa yol açar. Hem çocuk, hem de ailesi, yakınları ve öğretmenleri eski durumu hatırladığı için yeni duruma adapte olmada sorun yaşayabilir. Hafıza ve dikkat problemleri, belirlenmiş bir sürede işleri bitirmede zorlanma, enerji azlığı gibi sorunlar okul yaşamında sorunlara yol açabilir. Bu nedenle beyin hasarı geçirmiş bir çocuğun okula dönüşü dikkatle planlanmalıdır.

Uzman Doktor Deniz Doğan
Mecburi hizmetini Silopi Devlet Hastanesi’nde yapmıştır. Şu anda Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktadır. Uzm. Dr. Deniz Doğan tıp fakültesi eğitimini 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlamıştır. Tıpta uzmanlık eğitimini 2015 yılında Trakya Üniversitesi’nde tamamlamıştır.